Cafer Yıldırım’ın Yurdum Yüzünle Başlar/Hasan Akarsu ve Nursevim Yıldızhan’dan

Cafer Yıldırım’ın Yurdum Yüzünle Başlar/Hasan Akarsu ve Nursevim Yıldızhan’dan

Hasan AKARSU (10 02.2022)

Ozan, Yazar, Eğitimci Cafer Yıldırım’ın şiir, araştırma, inceleme, deneme türlerinde onlarca yapıtı vardır. Yeni şiir yapıtı “Yurdum Yüzünle Başlar” ile şiirinin doruğuna çıktığını kanıtlar. Yayıncısının dediği gibi rahat bir söyleyiş, derinlik ve özgünlükle ilgi çeker. Şiirlerinde anlatı, destansı bir söylem, aşırı sevi, sürekli bir huzursuzluk durumu vardır ve umut arayışı içinde olduğu gözlenir.

Ozan, kendi dünyasında gezinirken kendi yaşamından kesitler verir. “Bir yalnızlığın her şeyi”ni açıklar. Yeni beklentiler ve umutlar içindedir. Aklı ve yüreği arasında gidip gelir aşk uğruna. Karlı soğuk kış gecelerinde çıktığı yolculukları, sevgilisiyle olan anılarını şiirce söyler: “… Sonra gelmişiz. Beni sen uyandırdın. Bütün uyanışlarımın en güzeliydi bu./ Kirpiklerime dokunmuşsun önce, sonra da burnuma…” (s.11). Sevgilisinin sürgünlüğünün bittiği yerde kendisinin gurbeti başlayan ozan, “kalbin ülkesi”nden seslenir sürekli. Zengin imgeleriyle şiir çağlayanı sunar. Huzursuzluğunu, karamsarlığını yansıtırken “insan olmanın buğusuna” ve doğaya sığınır. Ürkek ve telaşlıdır aklında karıncalar dolaşırken. İkinci Yeni şiirini anımsatan bir söyleyiş de var dizelerinde: “Kelimelerin geçiyor aklımdan duru, sade/ Bir kuşun kanat çırpışı gibi tam da sabah vakitlerinde/ Kelimelerin bittiği yerde yüzün başlıyor/ Kaşların başlıyor mesela göklerin anlamı/ Gözlerin bütün çiçek bahçelerini anımsatıyor…” (s.22).

Cafer Yıldırım, kitabının bölüm aralarına ünlülerin şiir üzerine görüşlerinden alıntılar koyar ki şiirle büyük bir savaşım içinde olduğu, kendini şiire adamışlığı gözlenir. Yolculuklarını şiirleriyle anlatırken ünlü ozanların şiirlerine göndermelerde bulunur. Şiir şenliği, düğün şenliği içinde geçer yolculukları. Aradığı, bulmak istediği sevgilisidir, istediği onun yüzüdür yollar boyunca. Duruşu bir dervişi andırır, huzursuzdur ve hep bir arayış içindedir. Sevdiğini bulduğunda yüreği dünyaya sığmayan ozan, sevdiğini yitirdiğinde “Artık ellerimden ölürüm ben” (s.34) der. “Senin kalbinle sarıldım Türkiye olan o büyük kavgaya/ Senden sonra başladım bu şiire, ne zaman biter/ Ya da biter mi bir gün, yorulduğunda kelimeler” (s.35). Ozan, gittiği her yerde sevgilisinin sesini işitmek ister, “yitik bir aşkın vadisinde” yürürken kendisiyle de bir savaşım içindedir. Anılarına yaslandığı olur kimi kez. Her gün bir umutla yaşarken umutsuzluğa kapılır yine. Çünkü “Kendine geç kalır” her zaman. Yüzünde yurdunu taşıyan ozan, sevdiğinin yüzünde yurdunu görür. Yurdunun haritasını çıkarır şiirlerinde: “… Anladım ki elinde hiçbir yol haritası olmadan/ Vatanının her tarafına gidebilir insan” (s.55). Ozan, yaşam olan bir umudu ve güneşini yitirmenin hüznüyle doludur. Aklına ve yüreğine söz geçiremediği için yorgundur; ancak Gezi direnişi yeni bir umut olur: “Gezi: Oysa sıradan bir parktı. Artık sürekli bir umudun adı oldu…” (s.81). Ozan, bir gecede, gençliğin kendine dönüştüğünü, umudun ve Türkiye’nin yeni yüzünü görür.

Cafer Yıldırım, “Yurdum Yüzünle Başlar” diyerek umutsuzluktan umuda, karamsarlıktan iyimserliğe, sevisizlikten sevilere, yaşama sevincine, şiir çağlayanından coşkular dağıtır.

*Yurdum Yüzünle Başlar-Cafer Yıldırım, Şiir, Şiirden Yayıncılık, ocak 2022, 86 sayfa

 

Nursevim Yıldızhan (Birgün, 03.02.2022)

Yurdum Yüzünle Başlar, biri çocuklar için olmak üzere Cafer Yıldırım’ın sekizinci şiir kitabı. Dosya haliyle 2021 Ruşen Hakkı Şiir Ödülü’nde Seçici Kurul Özel Ödülü’ne değer görüldü. Şairin dördüncü kitabı Öteki Zaman, içinde Vedat Günyol’un da bulunduğu jüri tarafından 1998 İbrahim Yıldız Şiir Ödülü’nde Övgüye Değer bulunmuştu. Bu kitaptaki Nehirler Gibi ve Yurtsal Serüven şiirleriyle de şair UNESCO Hasan Âli Yücel Şiir Ödülü’nde ikincilik kazanmıştı. Dev Adımları Vardı Gitmenin ile Ruşen Hakkı Şiir Ödülü’nde birinci oldu. Şehirden Bir Nisan ise şaire Enver Gökçe Şiir Ödülü’nü getirdi.

AŞK SORGULAMASI

Yüzüm Yurdunla Başlar’ın ilk şiirinde zaman, ikincisinde ise insanlığın kadim duygusu aşk sorgulamasıyla karşılaşıyoruz. Sonrasında ise aşkın rumuzu “yüz”ün aranışıyla devam ediyor şiirler. Arayan, bulmak için kuşkusuz canhıraş bir çaba gösteriyor. Arayışla ilgili şiirlerde âdeta 16’ncı yüzyıl gezginci ozanların mistik olduğu kadar serüvenci profiliyle karşılaşıyoruz.

Şiir kişisinin Sivas, Keşan, Edirne, Germiyan, Gevar, Van üzerinden tanıklık ettiği ve gözlem alanına aldığı Türkiye sosyolojisi, halkın yaşantısıyla ilgili aktarılan ayrıntılar hikâyeye serüvensel bir heyecan kattığı kadar şiirin bütünlüğüne de imrendirici bir zenginlik katıyor. Bu durum, aynı zamanda anlatımı şiir kişisinin özelinden çıkartıyor ve ona bütünü kapsayan tümel bir nitelik kazandırıyor.

EKLEMLENEN ŞİİRLER

Aşk, arayış ve umut ekseninde birbirine eklemlenen şiirler; sonunda Gezi olaylarının mekânında toplumsal bir gerçekliğin parçası haline geliyor. Sürekli beslenen umut ve sürekli kılınmış bir arayışın ardından aranan yüze Gezi isyanı esnasında rastlanıyor. Kitap boyunca süreklilik arz eden aşk teması, ara kesitlerde arayış, özlem gibi yine başat temalarla ilişkilendirilerek ustalıklı bir kurgunun sonunda umutla taçlandırılıyor. Şair, Yurdum Yüzünle Başlar ile duyarlıkla dokunmuş, yepyeni duygu ayrıntıları sunan, kelimenin gerçek anlamıyla özgün, naif, akıcı ve oldukça etkileyici bir şiir sunuyor.

Anlatılan hikâyenin çözümünü içeren Karanfiller Sokağı şiirini paylaşmak isterim: “On can düştü toprağa: On hayat! / Artık varlıkları yokluklarıyla anımsanacak. / Dirimleri ölümlerinde varlığını sürekli kılacak. / On can düştü toprağa: On hiç dinmeyecek ağıt! / Gezi ile birlikte yeni ölümler yazıldı Türkiye’nin tarihine. / Ve yeni ölümler yazılacak demektir o tarihe sürekli bir mücadeleyi vaat eden. / Yüzün ki senin bütün arayışlarımın, bütün çabalarımın karşılığıydı;/onlarca kez kırılan ve her seferinde dirilttiğim dayanma gücümün sebebiydi. / O gece ne mutlu ki bana seçebildim yüzünü koca bir meydan kargaşası içinden. / Sen oradaydın. Ağaç yaprakları, kediler, çiçekler ve güvercinlerle birlikteydin. / Panzerler, gaz silahları, akrepler ve sana karşı nefretle donanmış duyguların namluları önündeydin. / Emir ve komutanın hedefiydin. / Sen oradaydın, gecenin altında, her yıldızdan bir parça. / Herkes kadar inançlı, herkes kadar direngen / ve herkes kadar sakin, herkes kadar kaygılı… / Yüzün masumiyetin yüzüydü. / Yüzün umudun yüzüydü. / Yüzün Türkiye’nin yüzüydü.”