SİVAS BİR MİLATTIR Kültürde Sivas’ta 37 kişinin katliamı bir arzunun gerçekleştirilmesiydi. Arzu mekanizmasının kıyama dönüştürülmesi. Aslında gösteri ve şov zinciri tüm iletişim ağlarında, sorgulanmaya bile mahal kalmadan, söylem olarak ortaya çıktı. Hem de tüm hakiki çehresiyle. Artık Türk tipi lâik devletten söz etmek bile olanaksız. Bu tarih otokratik devletin gerçekleşmeye başlangıç miladı da olmuştur. Çünkü devletin tek meşru tabanı, öldürme hakkı verdiği bu kesimdi (!) Meşruiyetini böylesi olayları devam ettirerek sağlamaya çalışması da bunu ispatlıyor. Sivas’ta yakılan gerçek insanlarla insan figürü de bir defa daha katledildi. Bir defa daha, çünkü o gün orada geçmiş tarih ortadan tüm içeriğiyle kalktı....
Merdivende Üç Kişi
Metin Cengiz Bundan yıllarca önce yazdığım bir yazıda, 2 Temmuz 1993’te yaşanan olayların Türkiye’de bir “dönüm noktası, bir milat” olduğunu söylemiştim. Gemi azıya alan muhafazakâr dünya görüşleri, “din” kisvesi altında, günümüz de bile azınlıkta olan, hatta çoğu dünyevileşen, “şeriatçı” kesimleri de yanına alarak “laik devlet”in gözleri önünde, laik demokrasinin damarlarına saldırıyor, laik demokrasinin savunma gücünün aslını oluşturan aydın kesimi hedef göstererek hem bu kesime gözdağı vermeye çalışıyor, hem bu kesimden etkinliğe katılan kişilerden bazılarını fiziki olarak yok ederek neler yapabileceğini gösteriyor, ve hem de savunmasız ve çaresiz durumda kalan laik demokrasi karşısında gücünü deniyordu. Şımarıkça kullanılan bu güç karşısında sözüm...