Genel

Halim Şafak

29 Eylül 1962 tarihinde Milas’ta doğdu. Kayseri’de yaşıyor. Yazıt, Eşik, KavramKarmaşa, İmlasız, Postimlasız gibi dergi oluşumları içinde yer aldı. Bir grup arkadaşıyla 17 yıl boyunca bireylikler dergisini çıkardı. Yazıt, Eşik, Damar, Kavram/Karmaşa, öteki-siz, İmlasız, Varlık, Evrensel Kültür, Kül Eleştiri, Gösteri, bireylikler, Yeni E, Evrensel, BirGün, Gazeteduvar, Birikimgüncel, Artıgerçek, yazıkültürü  gibi dergi ve gazetelerde yazdı/yazıyor.  Şair ve yazarlığının 40. Yılında Milas Belediyesince “Evinin Avlusuna Yağmayı Unutmuş Yağmur: Halim Şafak” sempozyumu düzenlendi. (2018) Bir zaman önce hareketli hareketsiz canlıların tarafına geçti.   KİTAPLARI: Şiir: Kendini Kanatan Düşler (1992), Baştan Sona Susmak (1996) Bireylikler (1999), Kayıplar Kitabı (2000), Kendini Kanatan (2004), Bağırıp Çıkacağım...

Continue Reading →

Mustafa Seyfi

      Arka kapak yazısı: 1991 yılında İzmir Karşıyaka’da doğdu. Çocukluğu ve ilk gençliği Karşıyaka’nın Yamanlar mahallesinde geçti. Ortaöğrenimini Karşıyaka’da, lisansı ise Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde tamamladı. Öğrencilik yılları boyunca basketbol oynayıp Pınar Karşıyaka ve İzmir Büyükşehir altyapılarında forma giydi. Öğrenim hayatı sona erer ermez çalışma hayatına atıldı. Yabancı dizi filmler için çeviri yapıp altyazı hazırladı, anketörlük, broşür dağıtma, garsonluk, inşaat işçiliği, editörlük, redaktörlük, Türkçe-İngilizce metin yazarlığı, dış ticaret ve muhasebe elemanlığı gibi çeşitli işlerle uğraştı. Hâlihazırda mali müşavir olsa da şimdilik bu işle iştigal etmiyor. İlk şiirlerini İzmir Şemikler Lisesi’nde okuduğu sıralarda 14 yaşındayken yazmaya başladı. İlk şiirleri...

Continue Reading →

Kenan Kocatürk

1977 yılında Manisa Demirci’de doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Salihli’de tamamladı. 2000 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. 2001 – 2002 yıllarında Çankırı Kızılırmak’ta pratisyen hekim olarak çalıştıktan sonra 2005’te Adli Tıp, 2011 yılında Psikiyatri uzmanlık eğitimlerini tamamladı. Psikoterapiyle ilgilendi. İlk şiir denemeleri 1990’lı yıllarda öğrenim gördüğü Salihli Lisesi’nin çıkardığı Ümit Dergisi’nde yayınlandı. Bugüne değin şiirleri Eskişehir Sanat, İmhotep, Varlık, Gediz, Siyah-Beyaz, İşyerinin Sesi, Ayışığı, Sinedebiyat, Edebiyat Atölyesi, Şiirden, Sincan İstasyonu, Maratşantiya ve Tecrit gibi dergilerde yayınlandı. Şair Altay Öktem’le şiir analizlerine katıldı. 2020’de ilk şiir kitabı Su’dan Sebepler, 2022’de ikinci şiir kitabı Yokluğunun Sesi yayınlandı. Eskişehir Sanat...

Continue Reading →

Celâl Soycan yazdı: Aşk İlahileri/Metin Cengiz

CELÂL  SOYCAN                                                                                       A. Çağdaş şiirimizin son çeyrek yüzyılına ilişkin tartışmaları hemen her düzeyde kesen şairler vardır. Poetik tanımı belirginleşmiş ve önemli ölçüde kendi yatağında akan önceki kuşaktan kimi şairler ise, bu tartışmalara şiirin evrensel kodları üzerinden katılarak güncele mesafeli kalmışlardır. Kabaca ’80  Kuşağı olarak tanımlanan ve sıcak  tartışmaların poetik / epistemik nesnesi olan şairler arasından, yazılan şiire odaklı geçmiş- gelecek hattında evrensel bir şiir için düşünen, tartışan ve yazan isimlerse, kuramsal açılımlar sağlayarak hem çağdaş şiirimizin düşünsel ufkunu genişletmişler hem de kendi şiirlerinin önünü açmışlardır. Bu şairler, süregiden sorunlar için de söz alarak bu kimlikleriyle genç şiir için önemli bir...

Continue Reading →

Yol Kenarındaki Söğüt Ağacının Türküsü/ Yıldız Cıbıroğlu

YILDIZ CIBIROĞLU Metin Cengiz’in bir şiirinde, hem ince bir duyarlıkla hem de bilinçdışıyla yakaladığı, söğüt ağacının oynaş kadınla (ve eski aşk tanrıçasıyla) örtüşen imgesi, yazılı belgelere göre beş bin yıllık. Şair, bir kadın gövdesinin –onu erkek gövdesinden ayıran- salınımlarını, giderek bir dansözün salınımlarını, kadının yerine salkım söğütü anlatan sözcüklerle görselleştirmektedir adeta. Bu şiir çok başarılı bir eğretileme (metafor) örneğidir bence.[1] “Söğüt ağacı uğunup duruyordu,/ (...) Telaşlı, üzgün ve hızlı çarpışmalarla/ dallar ve yapraklar dövüyordu birbirini./ On dördünde bir kızın rüzgârdaki saçları gibi/ her salkımı ayrı bir örgü örüyordu./ Zayıf, cılız bir söğüt ağacıydı işte. (...) Derdi neydi, âşık mıydı bir...

Continue Reading →

Metin Cengiz’in Gençlik Çağı’nı-Fikret Demirağ Yazdı

FİKRET DEMİRAĞ Benim gibi başka bir coğrafyadan, şiirini farklı gündemler ve poetik arayışlarla oluşturan; Türkiye’de yazılan şiiri göreceli olarak ‘dışarıdan’ bakma durumunda olan birinin, oradaki bir şiir için söz alırken çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, tereciye tere satma konumuna düşebilirim. Gene de Türk(iye) şiirini elimden geldiği kadar yakından izlemeye çalıştığımı söyleyebilirim. Bu yüzden, biraz geriden alarak, bu şiirin yakın dönemlerine, genel değerlendirmelerin ışığında kendimce özet ufuk taraması gerçekleştirdikten sonra, sözü Metin Cengiz’e ve yakın günlerde Yön Özel Şiir Dizisi’nden basılan yeni şiir kitabı “Gençlik Çağı”na getirip birkaç söz etmeye ‘cesaret’ edebilirim. Türkiye’de, sanatla, edebiyatla, şiirle ilgili hemen herkesin bildiği...

Continue Reading →

Gençlik Çağı/ Halim Şafak Yazdı

HALİM ŞAFAK Ramis Dara, Metin Cengiz’in şiirinin geçirdiği dönüşüme vurgu yaparken “marş ile ilahi arasında ille de bu arada kalacaksak, seçimimiz birinciden yana olacaktır: İnsandan yana!” deme gereğini duyuyordu. (Adam Sanat, Ocak 1995) Metin Cengiz’in ilk dört şiir kitabını değerlendirirken benzer bir yargıya ben de varmıştım. (Yolculuk Şiire, 1995) Şimdi, bundan beş yıl sonra yaptığım değerlendirmeye baktığımda oradaki  şematizmi kolaylıkla sezinleyebiliyorum. Şematizm, şiir değerlendirmesini ideolojik karşıtlık sorununa indirgediği için sonuç olarak değerlendirmeleri de böyle bir noktaya vardırıyordu. İzleksel temeldeki eleştiri biçimlerinin beslediği bu yaklaşım kuşku yok ki hâlâ etkinliğini sürdürüyor. Nasıl ve neden anlatıldığından çok neyin anlatıldığının söz konusu edildiği...

Continue Reading →

Metin Cengiz/Haydar Ergülen Yazdı

HAYDAR ERGÜLEN   Metin Cengiz şiiri için 5 bölümden oluşan bir yazıyı 4-5 yıl önce, Eskişehir'de Rahmi Emeç ve Erol Büyükmeriç öncülüğünde yayımlanan, daha sonra benim de katıldığım Yazılıkaya dergisinde yayımlamıştım. Bu yazıyı da onun devamı olarak yazıyorum, böylece Metin Cengiz'le ilgili 10 parçadan oluşan bir yazı bütünlüğünü de belki sağlamış olurum.   Metin Cengiz bir eylemcidir. Eylemci olmak, eylem insanı olmak, bunlar bizim gibi demokrasinin esamesinin pek okunmadığı memleketlerde korkutucu terimlerdir. Türkiye'de de demokrasi adını verdiğimiz ortaoyunu bile askeri ve sivil darbelerle sık sık durdurulduğu, ve böylece bir türlü yerleşemediği için de, ne yazık ki henüz 'bugün var, yarın...

Continue Reading →