UĞUR KARACA 1981 yılında doğdu. Dersimli. 2004 yılında ODTÜ Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü’nden mezun oldu. Bilgi�sayar öğretmeni. Şiirleri Bezuvar, Lacivert,Varlık, Bireylikler, Sincan İstasyonu, Mü�hür, Şiirden, Akatalpa, Evrensel Kültür, Eliz Edebiyat, Suje, Yeni E, Amanos Edebiyat, Yasakmeyve dergilerinde yayımlandı. İlk kitabı “kelimeler kenti” Yasakmeyve’den 2016 yılında çıktı.
Köksal Erdenoğlu
1972 yılında Ankara’da doğdu. Öğrenimini Ankara Ü. Hukuk Fakültesinde tamamladı. Çeşitli bloglarda (feelozof, Gülün İkinci Adı, Kaos Çocuk Parkı, İsimsiz) blog editörlüğü ve blog yazarlığı yaptı, bloglarda edebiyatın yanısıra felsefe, sosyoloji ve radikal siyasete de yer verdi. Halen Ankara’da yaşamaktadır.
Ahmet Tığlı
1945 yılında Abana/ Kastamonu’da doğdu. İstanbul İktisadi ve Ticari İlimler Akademisini bitirdikten sonra askerlik dönüşü, Emniyet Sandığı Denizcilik Bankası’nda memur olarak göreve başladı. Muhasebeden sorumlu Müdür Yardımcısı iken 1990 yılında emekli oldu. O tarihten itibaren kendine ait ofiste Serbest Muhasebeci Mali Müşavir olarak mesleki faaliyetini sürdürmektedir. Tığlı ilk şiirlerini 60’lı yıllarda yazdı. O yıllarda yazdığı “Sen Gittin Gideli” şiiriyle 1972 yılında bir yerel gazetenin Kastamonu Genelinde açtığı şiir yarışmasında birinci oldu. Aynı şiiriyle 2002 yılında Şair Ozan ve Yazarlar Kültür Derneği’nin Türkiye Genelinde açtığı ödüllü şiir yarışmasında yine birincilik ödülü aldı. 2007 yılında Türkiye Şairler Birliği’nin...
Müesser Yeniay Kadın Şairler (Women Poets) Antolojisinde
ABD'de yayımlanan kitabı basıma Grace Bauer ve Julie Kane hazırlamış. Tanıtım İngilizce şöyle: An anthology of poems from women who proudly celebrate their own nastiness and that of other women who have served as nasty role models; poems by and about women defying limitations and lady-like expectations; women refusing to be "nice girls;" women embracing their inner bitch when the situation demands it; women being formidable and funny; women speaking to power and singing for the good of their souls; women being strong, sexy, strident, super-smart, and stupendous; women who want to encourage little girls to keep dreaming. Product...
‘Sevgiliyle Daimî Konuşma’dan İki Şiir/ Müesser Yeniay
Gecenin Kervansarayı Bu gece sözcüklerin dansı olmalı burada -senin görkeminin kervansarayında- bu gece güneşi gören otlar gibi sevinçli hayalimin varlığıyla tokum Hû Devirdim dünyanın içindekileri oyuncaklarını deviren bir çocuk gibi -yıkıntısını bir rüyanın güzel buldum- görmediğim gerçeğe hû!
Çağrı/ Metin Cengiz
her şey gün ışığında olsun bırakın hayat olgun yemişler gibi serilsin önünüze ne sağır ne dilsiz kalsın dünya sarılıp birbirinize ırmaklarla akın karanlığa müdahale kanın ateşidir derler gökkuşağı boyunca insanın yürüdüğü bir gün sizin de içinizden akarsa eğer yüzünüzde belli olsun ırmakların gülüşü el ele tutma zamanı şimdi bir gülü kralları gibi güneşli ülkelerin şarkılar besteleyin şarkılar dingin serin ömür büyük düşler kurmaya değer (Gençlik Çağı, 1. Baskı, Yön Yayınları, Kasım 1998; 2. Baskı, Toplu Şiirler 1 ile, Digraf Yayıncılık, Eylül 2008; 3. Baskı, Toplu Şiirler ile Şiirden Yayıncılık, Şubat 2015)
Yağmur Mevsiminden Günlükler’den iki örnek/Jennifer A. Reimar
Telefonu kapatırken hep “_ _ _ _ _ _” derdin. Korunması gereken bir şeylerin bilinci. Biz hikâyeler ve toz biriktiriyoruz. Bugün mutfakta yine karıncalara rastladım. Bir nefes için mola. Kirli bir pencere. Uzun zamandan beri yağmur yağıyor. Daha fazla yağmurun ne getirdiğini söyleyemeyiz ya da belleğin ne olduğunu. Kapı artık kapalı değil. Kendim öğrendim muson rüzgârlarıyla sürüklenmeyi, kılçık için balık satmayı veya kanat için bir sözü. Ellerimin hiç şeffaf olmadığını ve o nedenle dokunuşların boşa olduğunu söylerdin. Akşamüstü tek başıma duvarları sildim ve yerleri cilaladım. Günlük rutinlerimiz küçük çentikler bırakmıştı ve sen farkında olmadan tozların kabul etmediği alanlar...
GÜNEŞ GİBİ/ METİN CENGİZ
Ağzımız açılmasın istiyorsunuz Kulağımız duymasın Hürriyet, adalet, ne kadar güzel şey varsa Unutalım istiyorsunuz Çok görüyorsunuz sevişmeyi Yasak, günah diyorsunuz Ama unuttuğunuz bir şey var Bütün bunlar sonsuz bir ışık kaynağı Aydınlatan içimizi dışımızı Sizin gittikçe ağırlaşan karanlığınıza karşı Karanlığa karşı bu ışık bir tören Her sabah doğan güneş gibi 29.07.2017
Çayan Okuduci: “Travesti At”
Çayan okuduci'nin (1986, Silvan) ilk şiir kitabı 'yeniden doğmak için' 2014'te yayımlanmıştı. 'Günaydın'la başlayan kitap 'Uğur Kaymaz'lara' adanmış. Böylece şair, daha kitabın ilk sayfasında kime nereden, nasıl baktığını işaret eden bir yol levhası koymuş oluyor önümüze. Bu levhanın gösterdiği yön, şiirleri okuyup bitirince anlamını daha bir pekiştiriyor. Çünkü Çayan kıyımın, yıkımın, kanın olduğu yere karşı konuşuyor; "bizi kurtaracak hiçbir çocukluk kalmadı" diyor. Oğulları, kızları öldürülmüş annelerin omuzuna hiç aksatmadan Cumartesileri kendi kolunu atmaktan geri durmuyor. İçinde yaşadığı çağın zulmüne karşı şiirden hareketle bir merhamet hırkası giyiniyor. Şiirlerinde kendine has zekice buluşlar var. Kasmadan, başkalarına öykünmeden yazıyor. Kusura düşerim diye korkmuyor...
TÜRKÜSÜ BİTTİ ARDIÇ KUŞUNUN/ METİN CENGİZ
türküsü bitti ardıç kuşunun mermere oyulmuş o resim soldu. artık kızıl ağaçlar öpüp durur aynı rengi aynı kokuyu yayar eriyen kanatlar. şimdi yine sokaklardasın... uysal, uyumlu bir kedi gibi adımlarsın kaldırımları günlerin kutular gibi rüzgârda, kağıt mendil: iğnenden iplik bile geçmez, aynan yansıtmaz bile yüzünü derinde yılan yarası sanki bir ağaç gibi işler. uyur uyanır su... sözlerin gömlek gibi eskir. nereye dönsen orda bir hayalet bekleşir. sahtiyan bir uykuda olur en aykırı karanfil ve gecenin o yorgun gözleri soğukta kalmış köpek gibi titreşir. işte böyle sevgilim, bu şiir burda kendini noktalar ama yağar daha üstümüze o bunaltan...