Ve Kadın Duyarlığı Üzerine Düşünceler

Ve Kadın Duyarlığı Üzerine Düşünceler

Müesser Yeniay

201312815640_adalet._kadini

Bir dergide bir şair kadınımızla yapılan bir söyleşiyi okuyordum. “Erkek egemenliğine karşı çıkışımız onların kadınları anlamamaları ya da kadın duyarlılığında –ne demekse- olmamaları değil…” diye bir cümle geçti. Sahi ne demektir bu kadın duyarlığı diye oturup düşündüm. Kuşkusuz bu duyarlığın şiirsel algılarla yakın ilişkisi vardı. “Şiir yazmak haremini herkese açmaktır” diyen Fazıl Hüsnü Dağlarca’ya hak vererek, cinselliğin ve bedenin en “harem” olduğunu düşünüp, kadın duyarlığına yol açan etmenleri zihinsel olarak araştırdım. Peki nelerdi bunlar?

• Çocuk emzirmek, kollayıp gözetmek. Başka birinin varlığına duyarlı olmak. Dünyada kendinden başka birisinin daha olduğunun tabii farkındalığı.
• Bedeni paylaşmak, bedeni başkasının iyi hâli için kullanmak, başkası için gövdenin gıda üretmesi.
• Aşk ve teslimiyet. Vücuduna başka bir insanı dâhil etme isteği. “Başkasının” varlığı için vücudunda doğuştan yer açmış olma hâli, bunun farkındalığı. Bir insanı yaşamsal olarak kapsamak, çevrelemek, ona bedeniyle mekân olmak (Rahme eski dilde “oğlan yatağı” denir)
• Süt üretmese bile doyurma isteği, yemek yapma, ev işi yapma isteği. Yaşamsal tasarı geliştirme, ortam üretme.
• Çocukla baba, aileyle toplum arasındaki bağ, zorunlu barış politikası.
• Sır evi bir vücudun sahibi. En büyük sır olan “insanı” doğurur. İnsan oluşun farkındalığını yaşar, onu çok kez hesaplamak zorundadır.
• Erkeğe teslim olmanın güçsüzlüğüyle övünür. Bedeni bir davettir.
• Anne oluşu, bu dünyada kalmak için fazlaca nedenler yaratır. Dünya sevilmeye başlanır. Gerçek, güzel olma evresine geçer.
• Şiddete başvurmaz. Dünyadaki diğer akrabalarla (çiçek, hayvan) barışıktır. Dünyayı mekânsal olarak yumuşatır, sakinleştirir.
• Duyarlığı bütün vücudunda hemen hemen eşit olarak dağıtılmıştır. Tek bölge hazzından ziyade varoluş bütün bedenini kuşatır. Gerçeğin içinde yüzen bir balık gibidir. Bundan ötürü yüzeysel hazzın değil, geniş imkânların ve derinlikli duyguların peşindedir.
• Başkalarını düşünmek, onların hayatlarını kurmak kadının düşçü olmasına yol açmıştır. Bkz. Binbir Gece Masalları.
• “Eksik oluş”tan ötürü başkasını arzulamanın en travmatik hâlini yaşar.
• Doğurarak bir başkasına vücuduyla varmış, daha sonra ise diliyle varacaktır. Bundan ötürü bir dil duyarlığı geliştirmek zorunda kalmıştır.
• Varoluşla hesaplaşmasını doğurarak gerçekleştirir. Doğurarak bütün insanlığın savunuculuğunu yapar ve ölüme gözdağı verir. Dünyayı bir mekân olarak kabul edebilmiştir.