DÜNYAYI DÜNYA YAPAN GÖLGELER
Hüseyin Peker
“Dünyayı Dünya Yapan Gölgeler” Metin Cengiz'in Şiirden yayınlarından 2023 basımı
çıkan son şiir kitabı. Göle (Ardahan) kökenli, Fransızca öğretmenliği, dergi ve kitap
yayıncılığı ile şiir seçkileri yapmış, değerli eleştirileri bulunan bir edebiyat insanı. Şiirleri
türlü dillere çevrilmiş, yurt dışı dahil birçok ödülleri ve kitapları da olan bir edebiyat
gönüllüsü. Son kitabına bilgece isim verdiğini söylemeliyim. Yılların getirdiği yorgunluğu,
sözcüklere yükleyerek çok şey söyleyen bir kıvama ulaşmış. Evrensel bir bakışla özetliyor:
Dünyayı Dünya Yapan Gölgeler. Kitabının içeriğinde söz ettiği de çocukluğun, yaşın ve yüklü
bakışla, kelimelere daha fazla anlam ağırlığı tattırarak sunduğu bir şiir evreni. Oldukça yalın
başlıyor dizelere. Batmayan şekilde çocukluğuna sığınıyor, yeniden yaşamaya çalışıyor.
Anmakla tutturmak arasında. Sanki Alphonse Daudet'nin “Değirmenimden Mektuplar”ındaki
gibi bir döneme taşıyor bizi. Gelincik gibi yanan dağ ateşleri, uzun süredir görülmeyen
arkadaşlar, ormanlar, Kura nehrinden yaklaşan mutluluk, tanık olan güneş ve arada boy
gösteren simgesel bir Tanrı.
“Sonra oturur kum gibi/ kum
Elerdik gölgede kalan uzak geçmişi/ uzak”(s:21)
Burada kullanılan teknik, dize içerisinde kullanılan bir kelimeyi yankı gibi şiirin sonunda
tekrarlamak. Şair böyle yaparak hem sessel hem de anlamı irkilten bir büyü tasarlıyor. Bahar
geldi mi şaşırırdık diyor. Tüm bunlar geçmiş çocukluğu üzerine şairin ürettiği yeni ürperişler.
Dikkat çekmek için türlü teknik ve içeriksel denemelere başvuruyor bu akış içerisinde. Derdi
çocukluğunu büyük bir alanda göstermek biraz da büyütmek. ‘Ey Metin Cengiz uçurumlarda
büyüyorsun’ şair burada kendini mecaz gibi göstermekten çekinmiyor. “Çocuklar sanki ezan
sesi” Şairin metafizik alanlara girdiği düşsel koşulardan. ‘Ay dereleri giysi gibi giyinince’ dizesi de natürmort ve pastoral görüntü çiziklerinden.
Atalay Saraç, onun hakkında Varlık dergisinde yazdığı yazısında “Metin Cengiz
çocukluğuna, ilk gençlik yıllarına odaklanmış, yanında taşıdığı çocukluk gölgesiyle dertleşmiş
ya da yüzleşmiş” diyor. Bence anam, babam dediği, arkadaşlar diye andığı çocukluğu ile
ilgili son bir dönüş kitabı bu. Bir öç alma diyemeyeceğim, bir yaklaşma ilk günlere. Pastoral
bölüm kır şiirlerinde de saçlarını taramayı unutmamayla birlikte, ‘yeniden doğan ölümlerde’ tanımıyla bütünleşen yaşamsal bir çırpınmayı özetleniyor. Belki çocukluğa dair bir düş, bu
kitapta anlatılanlar. İnsanın geçmişine el uzattığı bir sıcak anımsama şiirleri.
Duygu yönü yüklü, saklı ve donanmış zorlamayan dizeler: usul ve dokunaklı:
“Ölümü andırıyor kış
Sermiş çarşafını kırlara
Bir boydan bir boya
Çıkış aramak boşuna
Ocak ayındayız
Vurulmuş bir geyik gibi inliyor ova.” (s:47)
Uzak yerlerden haberleri işaret eden, belki bir masalın derinliğinden seslenen dizeler.
Metin Cengiz’e selam durarak.
Patika, Şubat-Mart 2024, Sayı 124