TANITIM YAZISI:
Şiirden Dergisi Türk şiirini yeniden değrlendiriyor: Orhan Veli’nin Türk Şiirine katkısından sonra bu sayıda Oktay Rifat’ın şiirimizdeki önemli rolleri üstüne tartıştı. Metin Cengiz, Cemil Okyay, Yavuz Özdem yazdılar. Cemil Okyay Oktay Rifat şiirinin metafizik boyutunun şiirimizdeki önemini gündeme getirirken Yavuz Özdem Cemal Süreya’nın ilintilendirdiği “konjonktür” kavramı ve “görüntü” dolayımında ele alıyor. Metin Cengiz ise Orhan Veli ve Melih Cevdet ile Garip Şiir hareketinin önderi olan Oktay Rifat ve İkinci Yeni meselesini şairin bu hareketteki yeri öncülüğü dolayımında irdeliyor.
Dergide yer alan çok önemli bir sorun ise Marksist eleştiri. Lafı hiç dolandırmadan soracağım? Marksist eleştiri eskidi mi? Önemini kayıp mı etti? Marksist eleştirel okuma yalnızca sınıf mücadelesiyle mi ilgili? İşte bu sorulara cevap veriyor Celâl Soycan, bu çetin soruları mesele ediniyor. Yazının ilk bölümü 83. sayıda.
Bir süredir Şiirden Dergisi ülkemiz sınırları dışında Metin Cengiz’in hazırladığı ve çevirdiği başka ülkelerin şairleriyle poetikaları üzerine konuşmaları yayımlıyor. Bu sayıda Kosova’dan Fahredin Shehu ve Filistinli ünlü aktivist şair, dilimizde de Filistin Senin İçin adlı bir şiir kitabı olan Hanan Awwad konuklarımız. Belki yeri değil ama yazmadan olmuyor: Ülkemizde bir ilk olan bu sistemli soruşturma şiir ortamımızda sessizlikle izleniyor. Bırakın tartışılmasını, olayı gündem edinen tek bir tanıtım yazısı bile yok. Bu ya topyekun bir aptallıktan kaynaklanıyor ya da tam bir sükut suikastı ile karşı karşıyayız. Şiirin meselesi olmayan en küçük şeyde tozu dumana katan-olur olmaz eften püften iddialarda bulunan filozoflar; üniversite çevresinden çok bilmiş, dönemler hakkında kalem oynattığını sanan, öğrencileriyle ilgileneceklerine bir halt bilmedikleri şiir ile ilgili yazdığını sanan sözde hocalar; facebook, X gibi ortamlarda sabaha kadar şiir gıybeti yapan tipler… Hepsi suskun. Ama biz Necatigil’in dediği gibi işimize bakmaya devam ediyoruz.
Ayrıca şiirimizin usta kalemlerinden Turgay Kantürk şiiri (yazan Yavuz Özdem), artık ustalık dönemine giren Kamil Çağlar Aksu’nun son kitabı (yazan Mustafa celep) ve genç şairlerimizden Bülent Akay’ın son kitabı (konuşan Mazlum Çetinkaya) üzerinden şiirleri ele alındı masaya.
Bu sayıda dünya şairleri: Amerikalı ünlü şair Robert Frost, Picasso’nun sevgilisi ve Fransız şair Dora Maar, ülkemizde şiirleri iyi bilinen Danimarkalı Niels Hav, Romanyalı önemli bir şair Daniel Corbu, Alman şair Henning Ahrens ve kendisi geçenlerde ülkemizde bulunan Belçikalı Michael Vandebril. Kıbrıs’tan Zeki Ali, Metin Cengiz, Fergun Özelli, Muzaffer Kale, Tuğrul keskin, İlhan kemal, Müesser yeniay, Zekine Dündar, Mehmet Akay, Hasan Ildız, Mustafa Bıyıklı, Cemal öztürk, Aynur Karahanlı, Esra Dökmen, Dilek Bayram, Osman Akyol, Ayşe Tekşen, Musa Öz, Hüseyin Elçi ve Sinan Ulakçı. Çevirmenlerimiz Serkan Doğan, Hüseyin Duygu, Metin Cengiz, Cemal Sakallı.
Editörden
Celâl Soycan bu sayıda Marksizm açısından edebiyata bakışı irdeliyor.
Marx sonrası Marksizm içindeki edebiyat teorilerinin gelişimini odak
noktasına aldığı yazıda temel çıkış noktası olarak Frankfurt Okulunun
yazarları ile Almanya’da patlak veren dışavurumculuk tartışmasını ko-
yuyor. Aslında 1938 yılında György Lukacs, Ernst Bloch arasında Das
Worth dergisinde geçen bu tartışma dönemin bütün entelektüel çev-
relerinde dikkatle izlenmiş, tartışmaya ünlü Alman Marksist şair, ya-
zar ve düşünürleri Bertolt Brecht, Walter Benjamin ve Thodor Adorno
da dahil olmuştur.
Şurası açıktır ki Marksizm artık yalnızca sınıflar mücadelesi odağın-
da yapılacak edebi bir okuma olmaktan çoktan çıkmıştır. Özellikle
1940’lardan sonra Marksizm kendini eleştirel bir bakışla yeniden
değerlendirmiş, olağan üstü bir biçimde yenilemiştir. Ve bu çaba bu-
günde başarıyla sürdürülmektedir. Örneğin Marksist edebiyat teori-
leri metni hem öznel ve hem nesnel açılardan okumaya açık bir ivme
kazanmıştır. Zaten insanı çevresinden, yaşadığı koşullardan ayıra-
rak bir kişilik analizi artık pek muteber sayılmamaktadır. Marksizm
de insanı, dış ve iç/ ruhsal derinliğini, hiçbir zaman, bir elmayı iki-
ye böler gibi ele almamıştır. İnsanın içsel derinliğinde, bu derinliğin
labirentlerinde dolaşırken çevreyi görmezden gelen anlayışlar da bir
tarafa bırakılmıştır ancak bu, bu bakışlardan yararlanmamak anlamı-
na gelmemektedir. Metni yapısalcı, göstergebilim vb açılarından da
okumak mümkün ve kuşkusuz metnin analizinde yararı da çok. An-
cak bir metni yalnızca bu dar bakışlara hapsetmek de yanlış ve metnin
anlaşılmasını engelleyen bir tavır. Marksizm kuşkusuz son dönemde
gelişen bütün eleştirel bakışlara göre kendini yeniden yeniden eleşti-
rerek yenilemek zorundadır. Ve bunu yapmıştır, yapmaktadır.
Örneğin artık hiç kimse Marksist tarihçilik anlayışı üzerinden* bir
metni okumaya tabii tutmamaktadır. Ya da sadece sınıf mücadeleleri
açısından ele alarak değerlendirmemektedir. Metnin yapısı nasıl bir
eleştiriyle analize uygunsa Marksistgil eleştiri bunu temel alabilecek
bir gelişme göstermiştir. Ülkemizde her nedense bu gerçek gözardı
edilmekte, Marksist eleştiri 1940 öncesinin Ortodoks bakışıyla sınır-
landırılmak istenmektedir. Bu açıdan Celal Soycan’ın yazısı Marksist
eleştiri bakımından genel bir bakış sunsa da önemlidir. Metin Cen-
giz’in Marksizm ve Şiir de bu bağlamda okunmalıdır.
***
Bu sayıda, Oktay Rifat’ın şiirimizdeki önemi/ yeri eleştirel bir bakışla
masaya yatırıldı. Bu büyük şairimiz hakkında Metin Cengiz, Cemil
Okyay ve Yavuz Özdem yazdılar.