Şiirden Dergisi çevresinden Zeynel Çok, olgunluk dönemi verimleriyle adını duyuran bir şair…
Kültürel alan başta olmak üzere, hayatı içerden deneyimleyen bir şiire çalışıyor; öte yandan bu deneyimi, içgörü dolayında yer yer metafizik kapanışlarla, dolayısıyla Dil’in verili anlamlandırma kodlarını bozarak ilerliyor.
Şiirlerin yalın, sahici, duru imge örgüsü dolayında minimal bir kurgusu var; dışarıya kayıtlı olgular içsel olanla diyalektik bir etkileşim içinde işaretleniyor.
Okura ulaşan bu son şiirlerde, Kairos içerikli bir Zaman’la hesaplaşma öne çıkıyor; kesik kesik kanayan anlar, Dil’e tutunamayan bilinçdışı kayıtlar, kayıplar ve anakronik hatırlayışlar…
Dil’in haddinde susa-kalmış bir bilinç bulanıklığıdır bu şiirler; kelimeler alışıldık konumlarından uzaklara savrulur , duyumsamalar en olmadık göstergelere yerleşir.
Başka söyleyişle, verili simgeselliği krize sokan bir simgesel düzene çalışır Zeynel Çok; Dil’in acı çektiği sezişler, çağrışımlar, dokunuşlar ve kendiliğe dair yakıcı anlam arayışları…
Sık sık okurun imgelemine avuç açar bu şiirler; onun tanıklığına emanet eder kendini; düşünsel düzeye çekinik göndermeler yanında, esas olarak duygusal bir inşadır: “ya uçurtmalar yansın, ya kuş kafese”
Zengin bir delta hâlinde yazılmakta olan günümüz Türk şiirinde, özgün poetikası ve duru imgelemiyle Zeynel Çok, has okurun dikkatle izlemesi gereken bir şair…
Celâl Soycan