Şiir dergileri sürekli okur kaybediyor. Bu olgunun sebepleri kesin bilinmiyor olmasa da tahminen biliniyor. İnternetin yaygınlaşması, insanların yazdıklarını sosyal medyada daha çok paylaşma olanağı bulması, hatta olağanüstü bir izleyici kitlesi edinmesi vb. elbette dergi okurunun düşmesinde etken olmuştur. Ancak dergi okurunun düşmesinde yalnızca bu çağımıza özgü iletişim sistemi açıklayıcı değildir. Şiirle uğraşanların, şiir yazmaya heveslenenlerin, doğuştan donanımlı olsalar da zamanlarının birçoğunu buralara harcayıp şiirle yeterince uğraşamamaları, kendilerini geliştirememeleri bence asıl sebep. Hatta sosyal medyada yazdıkları her şeyin şiir, şiir eleştirisi olarak kutsanması, şiir bilincinde inanılmaz bir gerilemeye sebep oldu. Bunu şiir dünyasında dolaşıp duran, hatta etkinlikler düzenleyen, kurdukları çetemsi ilişkilerle uluslararası etkinliklere katılabilen, hazırlanan antolojilerde yer kapabilen figürlerden anlıyoruz. Bu tipler eskiden edebiyat dünyasında çeperi oluştururdu, şimdi aldatıcı olsa da bir çekim alanı bile olmuş durumdalar.
Şiirden Dergisi’nin 50. sayısı bu defa farklı bir kapak görseliyle yerini aldı. Önümüzdeki hafta şiire değer veren kitapçılarda okuruyla buluşacak: Kadıköy: İmge-Mefisto; İmge’ye yolu düşenler burada bizim geçmiş sayılarımızı da edinebilirler./// Beyoğlu: Pandora-Mefisto, Pandora’da kitaplarımızı da edinebilir değerli okur/// Beşiktaş: Mefisto. Beşiktaş’ta dergimizi alan okuyucu hemen yanıbaşlarındaki Balıkçıların oradaki nefis meyhanelerden birinde dergimizi yudumlayabilir; Ankara Turhan Kitabevi; İzmir: Yakın Kitabevi, Mersin: Sokak; Kıbrıs: Işık.
Ayrıca online: https://www.idefix.com/, https://www.prefix.com.tr/, https://www.dr.com.tr/, https://www.emekkitap.com/, http://siirden.net/, https://www.kitapyurdu.com/’dan edinebileceğiz.
- sayımızda Lokman Kurucu’nun şiiri bir başka imzanın altında gözüktü. “Hiçliği Dinle” talihsiz bir biçimde adı sayfadan düşen Lokman Kurucu’ya ait. Düzeltiriz.
Şiirden Dergi bu sayıda yine şiir üstüne daha çok yazıya ve şiire yer verdi. Okumaya başlayanların uzun saatlerini alacak gözüküyor dergi.
İlk dosya “Eleştirinin Niyeti”. Şiirden konuyu masaya yatırıyor. Yazarlarımız Hayri K. Yetik ve Gökhan Cengizhan yazıları/cevapları ile konuya açıklık getiriyorlar. Yine ülkemizde hiç işlenmemiş, ülkemiz şiirine farklı bakmanın yollarını açacak bir konuyu daha masaya yatırarak şiir ortamını konuyu düşünmeye teşvik etmiş oldu böylece Şiirden. Şairlerin şiir yazdıkları ortam üzerine yoğunlaşmaları, yaptıkları iş hakkında kavramsal düşünmelerinin önemi vurgulanıyor bu dosyalarla.
İkinci dosya şair ve yazar Mahmut Temizyürek’in şiiri üstüne. Esma Özlen soruları sordu, Metin Cengiz, Yavuz Özdem ve Onur Akyıl şairin şiirini değerlendirdiler.
Bu sayıda Cemil Okyay’ın kaleminden Celâl Soycan şiiri üstüne bir yazı da yer aldı.
İtalyan şair ve eleştirmen Dante Maffia’nın Metin Cengiz şiiri üstüne bu sayıda yer alan yazısı dergiyi yazı bakımından zenginleştirdi.
Doğan Fuat bu sayıda Serkan Türk ile Tuğçe Tekhanlı’nın şiirlerini değerlendiriyor. İyi gidiyor Doğan Fuat.
- sayıda:
Yazılarıyla Hayri K. Yetik, Gökhan Cengizhan, Metin Cengiz, Yavuz Özdem, Cemil Okyay, Doğan Fuat, Dante Maffia.
Söyleşiyle: Esma Özlen
Şiirleriyle: Alaide Foppa, Dalya Ravikoviç, Michel ménassé, Rojen Barnas, Eren Biton, Giuseppe Napolitano, Enesa Mahmiç, Bayarma Serpeena Zanaeva, Hayri K. Yetik, Mahmut Temizyürek, Yavuz Özdem, Zeynel Çok, Elçin Sevgi Suçin, Fatma Akilhoca, Jenan Selçuk, Müesser Yeniay, Yaşar Kara, Eylem Hatica Bayar, Mahire Taş, Sadık Ay, Çağla Meknuze, Mehmet Kadıoğlu, Merve Çanak, K. Çağlar Aksu, Suhan Sürmeli, Mertcan Aksoy, Kemal Tekin, Ömer Faruk Karabey, Sedat Gülmez, Gizem Türkmen
Dergiye şiir gönderen ve şiirlerinin yayımlanmasını bekleyen şair arkadaşlarımızın bizleri anlayacağını umuyoruz.
Her sayıda yaklaşık aynı sayıda şaire yer vermek derginin şiirimizde önemini de gösteriyor. Mevcut dergilerin hiçbirinde bu kadar nitelikli şiir yer almıyor. Bunu da belirtmek isteriz. Şiirden Dergisi’nde şiiri yayımlamanın şiir yolunda önemli bir çıta atlandığı anlamına geldiği yolundaki düşüncelerin doğruluğu da görülüyor.
EDİTÖRDEN
Eleştiri nedir, ne değildir? (Görülen lüzum üzerine…)
Eleştiri konusunda bugün ülkemizde artık kaynak sıkıntısı yok. Temel birçok kitap çevrildi, telif eserler yazıldı. Bu yıl eleştiri temelli diğer kitaplarımın yanısıra Şiir ve Eleştiri adlı bir kitabım da yayımlandı. Ancak ilgili raporlar bu kitapların satışının çok düşük olduğunu gösteriyor. Nitekim genç kuşaktan kimilerinin eleştiriyi karalamak, gözden düşürmek ve benzeri amaçlarla bir tuttuğunu görüyoruz ki bu da eleştirinin ne olduğunun halen anlaşılamadığını, yeterince okuma yapılmadığını gösteriyor. Eleştiri (tenkit, critique) sözcüğünün (tenkit) dilimizde olumsuz anlamlar yüklenmesinin bu işle inandırıcı bir ilişkisinin olduğuna inanmıyorum. Zira bu sıradan insanlar arasında geçerli olabilir ancak burada sözünü ettiğimiz edebi eleştiridir ve kimse dilimizdeki olumsuz anlamlar yüklenmesine sığınamaz, kimsenin böyle bir hakkı da yoktur.
Karalamak, gözden düşürmek, çamur atmak, hakaret etmek… Böylesi yazıların eleştiriyle ilgisi olmadığı gibi, söz söyleme özgürlüğü adına bu tür veya bu amaçlı yazıları içinde kitap, yazar adı geçiyor diye eleştiri saymak ve yayınlanmasını savunmak da işin kurnazlığına girer. Hatta yapılanın kasıtlı olduğunu gösterir.
Eleştiri ne yermek ne de övmek amaçlı değildir. Hatta eleştirinin objesi yazar da değildir. Yalnızca metindir. Bir eleştiri metin üzerinde yoğunlaşır, bakış açısına uygun bir biçimde önce eleştirinin kendi ilke ve amaçları üzerinde durur. Sonra amaç metin üzerinde.
Eleştiride amaç metnin anlaşılmasını kolaylaştırmak amaçlı açıklamalar da değildir. Böylesi yazılar tanıtım yazılarıdır. Eleştiri, eserin ideolojik örtüsünü kaldırmak, eserin yazarın amacına uygun bir biçimde yetkinlikle işlenip işlenmediğini, bu doğrultuda başarısını ve yanlış yanlarını göstermek, eserin anlam katmanlarını açığa çıkarmak vb amaçlı yapılır. Eserdeki anlam katmanlarını, estetik ve sanatsal değerleri işaret ederek açıklamak da eleştirinin işleri arasındadır.
Günümüzde eleştirinin metin üzerinden yeni bir metin yaratmak olduğu elbette vurgulanmalıdır. Yani eleştiri kurmaca dünyasıyla (edebi metinle) uğraşır, ona yeni boyutlar kazandırır. Bilincin buradaki işleyişi deha düzeyindedir.
Ülkemizde ne yazık ki eleştiri, yukarıda açıkladığımız üzere metin odaklı değil de metnin etrafında dolanan, yergi veya övgü temelli yapılır/ yapılmaktadır. Şiirden Dergisi’nin amaçlarından biri de bu tür yargılara ve alışkanlıklara karşı savaşmaktır ve bu konuda başarılıdır.
Demek ki şahısları konu edinen, ödüllere, festivallere odaklanan eleştiriler eleştiri sayılmaz. Böylesi yorumlar yapılan işin işleyişi bakımından günlük dilde kullanılan eleştiriye girer ancak sanat eleştirisi değildirler. Bu konular da hakkaniyet ve dürüstlük gerektirir. Örneğin ödül alan eseri veya yazarını övüyor ya da yeriyorsanız öncelikle bunun maddi temellerini ortaya koymak zorundasınız. Elbette bir de ödül jürisinin iradesini hiçe saymak durumu da vardır. Jürinin bu yıl ödüle layık gördüğü eseri övüyor, geçmiş yıllardaki ödüllere veya bir ödüle veryansın ediyorsanız, bu övgünüze veya yerginize kuşkuyla yaklaşılır. Zaten yergi-övgü düzeyinde kaldığı için metin eleştiri değildir. Bir de bu tür yazıları yazı yazma ve söz özgürlüğü adı altında savunuyorsanız, sizin sakladığınız bir art niyet mutlaka vardır.
***
Bu sayıdaki 1. dosyanın konusu “Eleştirinin Niyeti?” Dosya konusunu yazarlarımızdan Hayri K. Yetik ile Gökhan Cengiz yazdılar. Bu sayının “Şiir Belleği’nin şairi Mahmut Temizyürek. Gelecek sayının konusu “Şiir denilince…”