25 %

Şiirden Dergi Sayı 61

1309-9086

 80,00  60,00

61. sayı Türk Şiirinde genel kabul görmüş birçok konuyu tartışmaya açıyor. Bu sayıda, Metin Cengiz’in İtalya’nın kuşkusuz en ilginç şehri olan Napoli hakkındaki yazısını okuyacağız. Napoli’deki Poesia Resistente festivali kuşkusuz adıyla bile ülkemizde ilgiyle karşılanacaktır: Uluslararası Direniş Şiiri Festivali. Festivale katılanlar bugün bile şiirleriyle olduğu kadar duruşlarıyla da direnmeye devam ediyorlar. Şiirden Dergisi her sayıda bir şairimizi dosya yapıyor, bu sayıda şiirimizin en önemli figürlerinden Özdemir İnce dosya konusu. Metin Cengiz sordu, Özdemir İnce cevapladı, şiirimizin son yetmiş yıllık tarihi masaya yatırıldı, Metin Cengiz’in ille de sorulması gereken soruları ve Özdemir İnce’nin dobra, düşündürücü ve bir o kadar da birçok bilgimizi değiştirecek cevaplarıyla Şiirden Dergisi önemli bir hizmeti yerine getiriyor. Ayrıca Cemil Okyay , Yavuz Özdem, Tamer Öncül ve Ferda Fidan’ın yazılarıyla İnce şiiri değerlendirildi. Bazen Bir Şiir Köşesinde Yavuz Özdem Yaprak Öz’ü konuk etti, Yaprak Öz üretken bir şair ve polisiye roman yazarı, söyleşi Şiirden Dergisi’nden. Bu sayıda Celâl Soycan’ın “Okuru Yakalamak-Okura Yakalanmak” başlığıyla okuyacağımız yazısı geçen sayıdaki yazı gibi çok tartışılacak. Okur tavına gelen şiirimiz için oldukça uyarıcı. Yazıların, konuşmaların ilgiyle ve dikkatle okunmasını salık veriyoruz. Bu sayıda yine birçok yabancı şair ve ülkemizin önemli şairlerinden şiir okuyacak okuyucu. Şairlerimize ve çevirmenlere teşekkürler.
EDİTÖRDEN
Şiir sorunları üstüne düşünmek, verimli sonuçlar almak bizim ülkemizde bir türlü oturmadı. Bunun yerine aforizmalar, mottolar, savsözlerle durum belirlendi, tavır alındı. Şiir kah nazenin bir kadına kah güneşe kah savaşa benzetildi. Şiirin neliği hakkında hiçbir şey söylemeyen bu sözler uzun süre şiire bakışı belirledi. Şiirimizin uçbeyleri, papazları, hahamları, karaşın uçbeyleri, ağababaları oldu. Bunların biraz daha gizemli gözüken aforizmatik (karaşın şiir, şiir beli getirir, sıkı-sivil şiir-şiir devrimcidir- şiir mayın döşenmiş tarladır-şiir muhaliftir-şiir suçları üstlenir vb…) sözler kendilerine çok şey kazandırdı belki ama şiirden çok şeyi de alıp götürdü. Gençler yıllar yılı bu boş sözlere göre şiir yazdı. Şimdilerde aklı başına gelenler olsa da altın çağlarını bu boş sözlerle harcayanlar çok oldu. Şimdilerde şiirde farklı bir tehlike daha belirdi: İdeolojik şiir. İdeoloji bizde siyasetin içinden kavrandığından bu tavır kolay
fark edilemiyor.İdeolojik bu tavır, dinsel, siyasi vb ağırlıklı ideolojilerden beslense de esas olarak şairin kendisinin yarattığını sanarak saplandığı düşünsel bir tavır. Felsefi yeterliği olmadan
varoluşa değin felsefi bir derinliği yazıyor zehabıyla hiçlikten, boşluktan söz edip, mistik-metafizik bir yanılsamayla yarattığı düşünceye tapınç bu. Asıl trajikomik olan böyle çatılmış şiirlerin piyasaya sürülüp başkalarından da buna inanmalarını beklemek. Haksız da değiller, hurafelere (aforizmalar-mottolar-savsözler) kök saldığı ülkelerde inanan çok olur. Oysa bu genç şairler felsefi yeterliği ile Hilmi Yavuz’un, Yücel Kayıran’ın, poetik donanımı, bilinciyle Özdemir İnce’nin, Celâl Soycan’ın, Enis Batur’un Metin Cengiz’in, eleştirel olgunluğuyla Doğan Hızlan’ın, Orhan Koçak’ın… halen yaşadıklarını hesaba almalılar. Benim Şiirimi Cevat Çapan, Eray Canberk, Ataol Behramoğlu, Süreyya Berfe, Güven Turan ve şiirimizin diğer birçok yaşayan önemli şairi, felsefeciler okuyacak diye düşünmeliler. Bu bir özdenetim olacaktır kuşkusuz.
***
Bu sayının “Şiir Belleği”nin şairi Özdemir İnce, Metin Cengiz İnce ile çok tartışılacak konuları masaya yatırdı. Metin Cengiz festival yazılarında bu sayıda Napoli ile ilgili gözlemlerini anlatıyor.