15 %

Hadde

978-605-7513-64-9

 180,00  153,00

Kategoriler: , , Etiketler: , ,

About The Author

Celal Soycan

Celal Soycan

Şair ve yazar. 1948 Gaziantep doğumlu. Gaziantep Lisesi ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi mezunu. Üniversite yıllarında başlayan yazı yaşamı, sonrasında edebiyat ve resim alanında yoğunlaştı.
Şiirlerinde insanın yeryüzü serüvenine ilişkin olguları sorunlaştırır. Dil özeni ve disiplinler arası düşünüşüyle, farklı , özgün bir şiir kurar. Yazılarıyla da bu arayışın kuramsal dayanaklarını açığa çıkarmaya çalışır. Son dönem Türk şiiri üzerine düşünen, yazan bir şairdir.
Çağdaş resim üzerine de farklı metinleriyle dikkat çeker. Çeşitli katalog çalışmalarına katılmıştır.Almanya, Fransa ve İsrail’de yazıları yayımlanmıştır.
Şiir üzerine yazılarıyla ve şiirleriyle ülkenin önde gelen dergilerinde gözüken Soycan, birçok şiir dergisinin yayımında görev almıştır. ISLIK şiir dergisini yedi yıl yayımlamıştır. Halen Mersin’de yaşamaktadır.
Yayımlanmış yapıtları: Öyle Kal (şiir), Cemresiz Günlerde ( şiir), Saptım Burçlar Bilgisinden ( şiir), Adın Olsam( şiir), Ölüler İçin Oda Müziği( şiir ), Âzâde (şiir ) , Şiir İçin Notlar (poetik yazılar), Şiirin Zamanı/ Zamanın Şiiri( poetik yazılar), Mevsimsiz Bir Şair- Özdemir İnce ( inceleme), Anlatmaktan Anlamaya: Ahmet Yeşil ( resim katalogu ).

Celâl Soycan, bu kitapta yer alan şiirler için teorik bir zemin hazırlama amacıyla yazdığı giriş

yazısını şu sözlerle bitirir: “Şiir, Marx’ın güçlü ifadesiyle “merhametsiz dünyanın merhameti”

olan tesellilere değil, ontolojik boşluğu dilde maddîleştirmek üzere insanı kendi hakikatine

taşır. Siyaset başta olmak üzere bütün edimler, bütün asli bilgi biçimleri (bilim, felsefe ve

estetik) bu hakikate mecburdur.”

Celâl Soycan, düşüncenin alabildiğine yoğunlaştığı bu uzun şiirinde, giriş yazısında da

detaylara dalarak söylemeye çalıştığı gibi, adeta lirizmin nasıl akla dahil edilebileceğinin

yolunu gösteriyor. İçgüdülerimizin de (başta insanı yönlendiren bedenin arzuları olmak üzere)

özgürlüğümüze dahil olduğunu ve insanın ancak böyle bir gelişmeyle hem kapitalizm

karşısında hem toplumla birlikte kendine uygun bir sistem kurarak “insanca, gayet insanca”

davranabileceğini vurguluyor.

Nasıl medeniyetin atası, Marx’ın dediği gibi emekse, insan özgürlüğünün atası da düşünsel

birikimin coşkusu olan şiirdir; ki ancak bu şekilde dile gelen insan belki ölümcül atlayışında

(salto-mortale), yani yarattığı uygarlıkta selâmate çıkabilir.

Celal Soycan’ın şirini okurken cinsellikten insanî diğer halleri, insanın kendini inşa ederken

aynı zamanda kendi hapishanesini de yarattığını, yani özgür olmadığı gerçeğini derinden

seziyor, bu paradoksta özgürlüğün tam da bu durumun meyvesi olduğu gerçeğini

kavrıyoruz. Burada türev şiirdir.

Celâl Soycan şiirini okurken, sözünü ettiğimiz düşünsel ve duygusal faaliyetlerin bir türevi

olarak şiiri derinden duyumsayacağız.

Metin Cengiz