Varoluş raslansaldır, kişinin kimliği, dünyayı algısı da böyledir. Zaman ve mekan en belirleyici rolü oynar. Kişi zamana, mekana, eşyaya sürtünür ve geçer. Çevresiyle olan ilişkisi de böyledir. Kişi bir şeylere tesadüf eder ve bu tesadüfü kavramaya çalıştığında özne haline gelir. Celâl Soycan öteden beri şiirini bu anlaşılması güç, muğlak felsefi olgu üzerinden inşa etmeye çalışır. Tanrı-insan-eşya-varetme-varolma ve benzeri kavramlar bu bağlamda şiirinin derin yapısını, yani şiir düşüncesini oluşturur. Soran, soruşturan, felsefe dolayımında düşünen bir şiirdir onun şiiri.
Hikmet burcunda yazıyor demek istemiyorum, o bu burcu da soruşturan bir şiir ardında inşa ediyor şiirini. Demek istediğim tam da bu. Modern şiirin sunduğu müthiş bir olanağı deniyor, geliştiriyor, yeniden ele alıp başladığı yere geri dönüyor. Öznenin dünyayı bu yeniden anlama çabası şiirle çiçek açıyor.
Bu şiiri okurken böyle bir atmosfer içine girmeyi göze almamız gerek.
Metin Cengiz