Gennadi Aygi Türk okurunun 1990 yılından bu yana, yaklaşık 30 yıldır okumaya hasret kaldığı, Pablo Neruda, Nicolas Guillen, Aragon, Eluard, Henri Michaux, Robert Desnos, René Char vb. son dönem soy şairlerinden. Evet, yaklaşık 30 yıldır yukarıda adını andığımız soy şairlerden bir şair çevrilmedi dilimize.
İşte, bütün dünyada tanınan, Çuvaş asıllı, Rusça yazdığı için Rus şairlerinden sayılan Gennadi Aygi bizim bu susuzluğumu ve eksikliğimizi giderecek bir şair.
Aygi Çuvaş Özerk Cumhuriyeti’nde (1934’te) doğdu, Moskova ve Petersburg’a 800 kilometre uzaklıkta, kırsal bir bölgede büyüdü.1948’de Mayakovski’yi keşfedinceye kadar çağdaş Rus şiirini tanımıyordu. Daha sonra Lermontov ve Annenski gibi Rus şairlerine büyük bir yakınlık duydu. Onun şiirlerinde ayrıca Simgecilerin yankılarını görmek de mümkündür ama kendisi, özellikle ilk döneminde, kalıpların kırılmasına yol açan Rus modernizmine bir şeyler borçlu olduğunu vurguluyordu. Rus modernizminin şiirde en önemli iki sesi ise iki taşralıdır: Biri Kafkasyalı Mayakovski, öteki Astrakanlı erişilmez Velimir Klebnikov. Aygi Avrupa ve Asya yazarları ile düşünürlerine kucak açtı. 1953-1959 arasında büyük bir açlıkla kitap okumuş ve Fransızca öğrenmişti. Böylece, şair Buadlaire’i keşfetti, onun arkasından çağdaş Fransız şiirinin bütün temsilcilerini… en sonunda da René Char’ı. Villon’dan Bonnefoy’ya kadar çeşitli Fransız şairlerini kendi anadili olan Çuvaşçaya çevirdi. Avrupa modernizminin Kierkegaard, Nietzche ve Kafka gibi ustaları ile birlikte farklı ülkelerin din düşünürlerinin oluşturduğu topluluk da onun için ayni derecede önemliydi…
Şiir dünyasında “Volga’nın Mallarmé’si” lakabıyla anılan Gennadi Aygi’nin nereli olduğu Volga’dan belli. Sovyetler Birliği vatandaşı olarak doğdu (Çuvaşistan, 1934), Rusya (Moskova,2006) vatandaşı olarak öldü. Doğduğu yer, Çuvaşistan bir Hun-Türk özerk Cumhuriyetidir. Çuvaş dilinde “Hun Çocuğu” anlamına gelen Hunnadi adı Rusca Gennadi olarak da yazılmakta. Onu, 1985-86 yıllarında, şiirlerini Fransızca’ya çeviren, dünya’ya tanıtan Léon Robel ve ona “Volga’nın Mallarmési” ünvanını veren aktör, yönetmen, şair ve çevirmen Antoine Vitez.
DÜŞ: TARLADAKİ YOL
neden arayasın –yokluğa bu kadar yakın olan sen
o ötekini –
ölümlü tozları olmayan? … –
yoldan almak istediğin ne? bir şeyleri
saklıyor gölgesi…
bu toprağın olmayan azık:
yeri orası değil…sana düşmez
bulmak izlerini –
daha önce bu yerde yürümüş olanın…