ALKOL (RAKI) ÜSTÜNE AFORİZMALAR/METİN CENGİZ

ALKOL (RAKI) ÜSTÜNE AFORİZMALAR/METİN CENGİZ

Rakı üstüne MEY’in desteği ile Overteam tarafından üst üste yayınlanan kitapları görünce bu yazıyı paylaştım. Bizim de bir katkımız olsun! Alkol demeyi tercih ettim zira rakı kültürel olarak “milli içkimiz” olsa da diğer keyif verici içkilerin hakkını yemek istemedim.

Alkol- İlk söz:Amerika yerli dilinde ateş suyu. Evreni oluşturan dört ana unsurdan ikisinin terkibi:ateş ve su. Havayı soluyor, toprağın üstünde yürüyoruz. Hayatın rengi gibi geliyor bana ateş suyu.

           

İçkinin başka renkleri var mı? Doktorlar algı zayıflığından söz ederler. Gerçekle olan ilginin azalmasından. Bir de ayakta duramamaktan. Demek bunca algısı güçlü olanlar yüzünden dünyanın bugünkü hali perişanı ha!

Yaratılmış gerçeklik içinde demek biz algısı güçlü olanlar için alkol bir destek.

 Dikkat edilsin, hayatın rengi çakırkeyiftir. Coşkunun rengi zilzurna.

 

Bir arkadaşım bir gün, “Hiç hesap ettin mi ne kadar içtiğini?” diye sorunca oturup hesap ettik biz de. 49 yaşındayım. 14 yaşımdan bu yana içerim. 19 yaşımdan bu yana tam otuz yıl ediyor yaklaşık. Beş yılı hapiste yattığım günlere sayıyorum. 30 yılı 365 ile çarptınız mı, 10.950 gün ediyor. Biz buna 6.000 gün diyelim. Karaciğerleri dinlendirdiğimiz haftada iki-üç günü çıkalım. 5000 günden fazla eder ama olsun. İhtiyat payı. Günde bir litre içtiğimizi düşünürsek 6000 litre eder. Çünkü damıtılmış üzüm suyu üzerine arpa suyu almadan olmaz. Cilasıdır diye. 1 lt. = 1 dm küp. 1 dm küp= 0.001 m küp. 6000X0.001=6 m küp. Bu da, eni 1.5 m./yüksekliği 2 m./uzunluğu 2 m olan bir havuz.  Ben bu havuzda ateşsuyu içinde yüzüyorum. Duygular düşünceleri de güçlendirir. Mübarek olsun bu kutlu durumu yaşayanlara.

 

              Orhan Veli, Edip Cansever, Cemal Süreya, Can Yücel ve daha nice şair ve yazar ateşsuyundan havuzlar yaptılar. Herhalde sırtüstü uzanıp, göğe bakma durağında şiir yazıp okumuşlardır da.

              Bir de içkiseverler mi var?

 

            Alkolün tahrip gücünün yüksek olduğu da söylenir. Karaciğeri, mideyi, beyni vb. bombalar.  Düzenin tahrip gücüne karşı koyma gücü de belki buradan geliyordur? Yeter ki kötüye kullanılmasın.

 

            Alkol nasıl kötüye kullanılır. Kestirilemeyecek, güvenilemeyecek, belirsizleşmiş, akıldışı tüketim gerçekleştiğinde herhalde. Müptela olmak başka, bela olmak başka. Demek alkol belayı kaldıramayınca alanı tahrip etmeye, hayalgücünün yerini doldurmaya, düşüncenin en küçük parçalarını bile işgal etmeye başlıyor. Derken, çöküş. Ruhsal çöküşün bedensel olanla iç içe oluştuğunu bilmem söylemeye gerek var mı? Bazan birisi olmasa bile çöküş kendini gösterir.

            Oysa alkol uyarır. Kötü kullanıldığını bir dost gibi söyler yüzünüze.

            Bir de alkolün üstüne atılan başka etkenlerin yol açtığı arızi durumlar vardır ki… Alkolü bu tür arızi durumlardan muaf tutmaya bile gerek yok. Ama köylü zihniyetinden korkmak gerekir. Hem alkolü kötüye kullanır, hem tövbe ederek lanetler. Geleneksel iyilik düşüncesi!

            Alkol şeytan yerine de konur.  Uyarıcı etkilerinden olsa bu! Fena mı? Yetilerin ortaya çıkması etse etse aptallığı giderir. Karşılıklı etkileşim içinde tinselliğin en üst noktasını harekete geçirir. Hele karşı cinsle!

            Nesneyi gövdesiz tasarlama yetisini alkol doruğa çıkarır. Aklın kendisi o noktada bir araç olmaktan çıkar artık. Salt amaçtır. Memur zihniyetini reddeder, hem de sonuna kadar.

 

                  Alkol lüksün verdiği hazzın yerine de geçer.  Yalnız lüks nesnelerin verdiği utançlı övgüden yoksundur. Nesnesiz olduğu için de müzeye kaldırılacak bir düşünce kalıntısı da yoktur.

                  Kedere yakışan tek üsluptur. Kederin çoğalttığı kendine acıma duygusunu sevmez ama. Bir süre sonra hangi sebebin sizi alkole sürüklediğini bundandır unutturur. Dikkat: bu unutkanlık alkol alınmadığı zaman da varsa tehlike çanı çalıyor demektir. Alkolü kullanmaya başlamışsınız demektir çünkü.

                   Her insan yarın ne olacak kaygısı gütmeden sınırsız tüketme hakkına sahip olduğu zaman insanlık gerçek özgürlüğe ulaşır. Alkol bu düşünceyi de arttırır. Yarın ne olacak kaygısını tamamen ortadan kaldırır.

            Alışkanlıklara esirliğe de bu yüzden düşmandır.

 

                   Jestleri uyarır. Kadınlara karşı erkeklik, erkeklere karşı da kadınlık. Alkol alınca sınırsız, zamanı durduran sevişmeler bundandır. Yönetme gücü tiksinti uyandırsa da sevişmede iyidir. Çünkü eşlerinki karşılıklı güçlenmiştir.

                  Toplumda dönen dolapların dürüstçe ortaya konulduğu zaman alkol alındığı zamandır. Alkol, doğru sözlüdür.

                  Alkol öfkeye düşmandır. Öfkelenen insan alkol aldığı için zarar vermez. Zarar öfkenin kendisinden kaynaklanır. Ne der atalar? Öfkeyle kalkan zararla oturur. (Ne de olsa atadırlar!)

                   Alkol alındığında yalnızca alkolün asi özelliğini kullanır öfke.

 

                    Demek alkol asidir.

                   Yüzyıllar boyu gerek dinsel sistemler gerekse saltıkçı düzenler tarafından yasaklanması da bundandır. Ne de olsa ateşsuyudur!

                  Toplumu bozacağı düşünülen ve adına kötülük denen sistem dışı unsurlar alkole bundandır yüklenir. Yaşasın kötülük!

 

                   Hastalık iyidir. İnsan bedenini, doğrusu kendini böyle öğrenir. Alkol insan bedeniyle ilgili bütün durumları en iyi gösterir aynadır.

                    Yeter ki sırrı dökülmesin.

 

            Toplum için iyidir diye düşünülen bütün her şey mezbeleye atılır. Çünkü iyi olan hayatın kendisidir. Sürekli değişkendir çünkü. Alkol de insanı sürekli değiştirir. Genç tutan yüzü budur alkolün.

              Duyguların bastırılmasını engeller alkol. Genç kızların marazi bir kişilik edinmesinin tek engeli alkol almaktır. İyi anneler ise alkol almışlarsa gençliklerinde bastırılmış kişiliklerini özgürlüğe kavuşturduklarında neler olduğunu anımsayıp öyle davranırlar. Kızlarına nasihat edip alkolden uzak durmalarını söylerler. İkiyüzlülük. Kendilerine uygun gördükleri hazzı kızlarından esirgemektir bu.

            İkiyüzlü babaların durumu da aynıdır. Onlar da seviştikleri, haz alıp haz verdikleri kadınları aşağılarlar: orospulukla.

 

            Alkolü kötü kullananların yanında alkolle dostça yaşayanlar da toplumca hoşgörü dışında tutulurlar. Ne demişler atalarımız: kurunun yanında yaş da yanar.

             Bu kurular yok mu? Dünyanın keyfini kaçırırlar.

            Sıradan insanın alkol alma isteğinin de içine ederler.

            En kötüsü de köylü zihniyetine sahip olanlardır.

            Onlar içip içip birbirini döverler.

            Bu fırsatı kaçırırlarsa(!) evlerine gidip karılarını ya da çocuklarını döverler.

            Sonra da içki olur bütün kötülüklerin anası.

            Bundandır veresiye satan bakkala benzetirler içki içenleri. Her şeyini kaybetmiş imgesi en çok onlara yakıştırılır.

            İçki. Su içkiden sayılmaz. Demek ne varsa alkolde vardır. Çünkü insan sürekli susar. Susadıkça da içki içer.

            İçmeye en çok yakışan sözcüktür içki.

 

            Su hayat verir. Oysa hayatın kendisi içkidir.

 

                                               

Legend: Orhan Alkaya, Metin Cengiz, Yavuz Özdem, Özdemir İnce

La Paix/Şiir ve Hayata Dair Denemeler, 2011, Şiirden Yayıncılık