Sayın Başbakanımızdan İsteğimiz

Sayın Başbakanımızdan İsteğimiz

“Bizler faniyiz, kalıcı değiliz. Her birimiz ölecek ve geride bıraktıklarımızdan dolayı sorgulanacağız. Müslümanlar olarak hepimizin gideceği yer, 2 metreküp çukurdur. Seninle beraber gelen sadece kefen olacak. O kefenin kadri kıymetini bilelim. Onun için diyorum halkın haykırışına son verecek insani taleplerine kulak verin, kulak verelim. Halktan gelen değişim anlayışını hiç tereddüt etmeden karşılayın. Açıkça söylüyorum, istismarcıların, kirli odakların, Mısır üzerine karanlık senaryoları olan kesimlerin inisiyatif almasına fırsat vermeden, Mısır’ın huzuru, güvenliği, istikrarı adına önce siz adım atın. Halkı tatmin edecek adımlar atın. Özgürlükler ertelenemez, gözardı edilemez.”

Yukarıdaki sözler Sayın başbakanımıza ait.

Başbakanımız bu güzel ve anlamlı sözleri, Tunus’ta başlayan ve bu ülkedeki diktatörü koltuğundan eden ve bütün Arap dünyasında yankısını bulan, bizlere “domino teorilerini” anımsatan, “Yasemin” devrimi diye anılan, silahların konuşmadığı ve barışçıl bir halk isyanı sayılması gereken halk hareketlerinin Mısır’da sürmesi ve Mısır Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in henüz koltuğundan feragat etmemesi üzerine dün söyledi. Öyle gözüküyor ki Mısır’da Hüsnü Mübarek tarihte hak ettiği yeri boylarken daha birçok Arap ülkesi aynı demokratik halk ayaklanmalarına sahne olacak ki oluyor da ve Arap halkları da bundan böyle demokrasinin olanaklarıyla sorunlarını çözecekler.

bizim istediğimiz ise çok daha basit.

1-Artık zamanını doldurmuş ve anti-demokratik olan YÖK yukarıdaki haklı ve anlamlı sözleri söyleyen başbakanımız tarafından bizzat kaldırılmalı.

2-Halkın taleplerinin yüce Meclis’te adil bir biçimde yansıması önünde biricik engel olan, güçlü partinin haksız sayılara ulaşan milletvekili kazanmasına yol açan Seçim Barajı ya tamamen kaldırılmalı, ya da koalisyonlar devrini engelleyecek bir yüzde olarak kabul edilen yüzde beş gibi bir orana geri çekilmeli.

3-Dini inanç siyasete alet olmaktan tamamen kurtarılmalı, Allah ile insan arasına hiçbir aracın girmesine izin verilmemeli. Bu aracı kurumlar tarihte hak ettikleri yere geri gönderilmeli.

Dinin siyasete alet olmaktan kurtarılması dine hak ettiği saygınlığı geri verecek, tarikatlerin gasp ettikleri siyasi rol, siyasetin asli unsuru olan partilere; sınıfların, sosyal kesimlerin temsilcisi olan sivil kurumlara, sendikalara vb. terk edilerek siyaset normal seyrine dönecektir.

4-Yargı üstündeki siyasallaşma çabalarına bir son verilmeli.

5-Devlet kurumlarında, orduda, poliste kadrolaşma derhal durdurulmalı. Adama göre iş değil, işe göre adam siyaseti egemen kılınmalı.

6-Ülkemizde kangren haline gelmiş olan eğitim politikaları sürüncemeden kurtarılmalı. Her türlü siyasi amaçların ötesinde gerçek bir eğitim devrimiyle içine düştüğü rezaletten kurtarılmalı.

Ve en önemlisi,

7-Ülkemizde gerçek bir demokrasinin yolu açılmalı, silahlar susturulmalı, halklar arasındaki düşmanlıklara son verilmeli, aşırı milliyetçi refleksler gömülmeli, açılımlar hak ettiği biçimde yürütülmeli.

8-CHP’nin önerdiği “Aile yardımı” için “Kaynak Nereden” soruları sorulmak yerine seçimlerde halkımızı hiç hak etmediği biçimde dilenci yerine koyarak yapılan her türlü yardımlar bu kaynağa akıtılarak daha insancıl, daha modern ve “Aile yardımı”, “İşsizlik yardımı” vb. adlarla gelişmiş demokratik ülkelerde nasıl yapılıyorsa halkımızın hak ettiği usullerle öyle yapılmalı.

Bu talepleri daha fazla uzatabiliriz. Yolsuzlukların önüne geçilmesi gibi.

Ama sayın başbakan seçime giderken bütün bu saydığımız ve saymadığımız talepleri gerçekleştirerek halkına gerçek bir hizmet verip adını tarihte halkı için hizmet veren şerefli isimlerin hanesine yazdırmalı.