Tag: Metin Cengiz

Hüseyin Peker’den Metin Cengiz’in Dünyayı Dünya Yapan Gölgeler’ini değerlendirme

DÜNYAYI DÜNYA YAPAN GÖLGELER Hüseyin Peker “Dünyayı Dünya Yapan Gölgeler” Metin Cengiz'in Şiirden yayınlarından 2023 basımı çıkan son şiir kitabı. Göle (Ardahan) kökenli, Fransızca öğretmenliği, dergi ve kitap yayıncılığı ile şiir seçkileri yapmış, değerli eleştirileri bulunan bir edebiyat insanı. Şiirleri türlü dillere çevrilmiş, yurt dışı dahil birçok ödülleri ve kitapları da olan bir edebiyat gönüllüsü. Son kitabına bilgece isim verdiğini söylemeliyim. Yılların getirdiği yorgunluğu, sözcüklere yükleyerek çok şey söyleyen bir kıvama ulaşmış. Evrensel bir bakışla özetliyor: Dünyayı Dünya Yapan Gölgeler. Kitabının içeriğinde söz ettiği de çocukluğun, yaşın ve yüklü bakışla, kelimelere daha fazla anlam ağırlığı tattırarak sunduğu bir şiir evreni....

Continue Reading →

Orhan Veli’yi Anlamak-Metin Cengiz yazısı

Orhan Veli gerek ülkemizde ve gerekse dünyanın birçok ülkesinde severek okunan bir şair. Günümüz şiiri üzerinde doğrudan bir etkisi olmasa bile şiirleri günlük yaşantımızda kullanılmakta, söz arasına mesel gibi girmektedir. Halkın hafızasında yer etmesi, ulusal katta orun bulması ise diğer özellikleri. Ben onun şiiri üzerinde gelişen ve daha çok onunla anılan Garip anlayışının ne olduğunun açığa çıkmasıyla Orhan Veli’yi daha iyi anlayacağımızı, şiirini yerli yerine oturtacağımızı düşünüyorum. Öncelikle ve genel bir kabul olmak üzere, Garip şiirinin Nâzım’ın ve Toplumcuların halk kitlelerinin durumunu anlatmaya çalışan, halkı bilinçlendirmek için bu halka dışarıdan bilinç götürmeyi amaçlayan, genel bir çerçeve olarak siyasi dünya görüşüyle...

Continue Reading →

Celâl Soycan yazdı: Aşk İlahileri/Metin Cengiz

CELÂL  SOYCAN                                                                                       A. Çağdaş şiirimizin son çeyrek yüzyılına ilişkin tartışmaları hemen her düzeyde kesen şairler vardır. Poetik tanımı belirginleşmiş ve önemli ölçüde kendi yatağında akan önceki kuşaktan kimi şairler ise, bu tartışmalara şiirin evrensel kodları üzerinden katılarak güncele mesafeli kalmışlardır. Kabaca ’80  Kuşağı olarak tanımlanan ve sıcak  tartışmaların poetik / epistemik nesnesi olan şairler arasından, yazılan şiire odaklı geçmiş- gelecek hattında evrensel bir şiir için düşünen, tartışan ve yazan isimlerse, kuramsal açılımlar sağlayarak hem çağdaş şiirimizin düşünsel ufkunu genişletmişler hem de kendi şiirlerinin önünü açmışlardır. Bu şairler, süregiden sorunlar için de söz alarak bu kimlikleriyle genç şiir için önemli bir...

Continue Reading →

Yol Kenarındaki Söğüt Ağacının Türküsü/ Yıldız Cıbıroğlu

YILDIZ CIBIROĞLU Metin Cengiz’in bir şiirinde, hem ince bir duyarlıkla hem de bilinçdışıyla yakaladığı, söğüt ağacının oynaş kadınla (ve eski aşk tanrıçasıyla) örtüşen imgesi, yazılı belgelere göre beş bin yıllık. Şair, bir kadın gövdesinin –onu erkek gövdesinden ayıran- salınımlarını, giderek bir dansözün salınımlarını, kadının yerine salkım söğütü anlatan sözcüklerle görselleştirmektedir adeta. Bu şiir çok başarılı bir eğretileme (metafor) örneğidir bence.[1] “Söğüt ağacı uğunup duruyordu,/ (...) Telaşlı, üzgün ve hızlı çarpışmalarla/ dallar ve yapraklar dövüyordu birbirini./ On dördünde bir kızın rüzgârdaki saçları gibi/ her salkımı ayrı bir örgü örüyordu./ Zayıf, cılız bir söğüt ağacıydı işte. (...) Derdi neydi, âşık mıydı bir...

Continue Reading →

Metin Cengiz’in Gençlik Çağı’nı-Fikret Demirağ Yazdı

FİKRET DEMİRAĞ Benim gibi başka bir coğrafyadan, şiirini farklı gündemler ve poetik arayışlarla oluşturan; Türkiye’de yazılan şiiri göreceli olarak ‘dışarıdan’ bakma durumunda olan birinin, oradaki bir şiir için söz alırken çok dikkatli olması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa, tereciye tere satma konumuna düşebilirim. Gene de Türk(iye) şiirini elimden geldiği kadar yakından izlemeye çalıştığımı söyleyebilirim. Bu yüzden, biraz geriden alarak, bu şiirin yakın dönemlerine, genel değerlendirmelerin ışığında kendimce özet ufuk taraması gerçekleştirdikten sonra, sözü Metin Cengiz’e ve yakın günlerde Yön Özel Şiir Dizisi’nden basılan yeni şiir kitabı “Gençlik Çağı”na getirip birkaç söz etmeye ‘cesaret’ edebilirim. Türkiye’de, sanatla, edebiyatla, şiirle ilgili hemen herkesin bildiği...

Continue Reading →

Gençlik Çağı/ Halim Şafak Yazdı

HALİM ŞAFAK Ramis Dara, Metin Cengiz’in şiirinin geçirdiği dönüşüme vurgu yaparken “marş ile ilahi arasında ille de bu arada kalacaksak, seçimimiz birinciden yana olacaktır: İnsandan yana!” deme gereğini duyuyordu. (Adam Sanat, Ocak 1995) Metin Cengiz’in ilk dört şiir kitabını değerlendirirken benzer bir yargıya ben de varmıştım. (Yolculuk Şiire, 1995) Şimdi, bundan beş yıl sonra yaptığım değerlendirmeye baktığımda oradaki  şematizmi kolaylıkla sezinleyebiliyorum. Şematizm, şiir değerlendirmesini ideolojik karşıtlık sorununa indirgediği için sonuç olarak değerlendirmeleri de böyle bir noktaya vardırıyordu. İzleksel temeldeki eleştiri biçimlerinin beslediği bu yaklaşım kuşku yok ki hâlâ etkinliğini sürdürüyor. Nasıl ve neden anlatıldığından çok neyin anlatıldığının söz konusu edildiği...

Continue Reading →

Metin Cengiz/Haydar Ergülen Yazdı

HAYDAR ERGÜLEN   Metin Cengiz şiiri için 5 bölümden oluşan bir yazıyı 4-5 yıl önce, Eskişehir'de Rahmi Emeç ve Erol Büyükmeriç öncülüğünde yayımlanan, daha sonra benim de katıldığım Yazılıkaya dergisinde yayımlamıştım. Bu yazıyı da onun devamı olarak yazıyorum, böylece Metin Cengiz'le ilgili 10 parçadan oluşan bir yazı bütünlüğünü de belki sağlamış olurum.   Metin Cengiz bir eylemcidir. Eylemci olmak, eylem insanı olmak, bunlar bizim gibi demokrasinin esamesinin pek okunmadığı memleketlerde korkutucu terimlerdir. Türkiye'de de demokrasi adını verdiğimiz ortaoyunu bile askeri ve sivil darbelerle sık sık durdurulduğu, ve böylece bir türlü yerleşemediği için de, ne yazık ki henüz 'bugün var, yarın...

Continue Reading →

Tamer Öncül Şiir ve Eleştiri Hakkında Yazdı

ŞİİR VE ELEŞTİRİ*   Tamer Öncül   “Sanatçılar her şeye burunlarını sokan, bağımsız ve sorumsuz eleştiricilerdir.” (Devlet s.42) diyen Platon, sanatçıların çoğunu siteden kovsa da; onları susturamayacağını biliyordu… Sanatçıların en tehlikelileri de şairlerdi Platon’a göre… Ona göre, şair bir tehdittir, çünkü iyi bir insanı bile bozabilir… Oysa, “Şiir her şey arasında yakınlık kurarak dilin yaşantıya ilgi duymasını sağlar. Bu yakınlık şiirin çabasının bir sonucu, şiirin yöneldiği her eylem, ad, olay ve bakış açısını bunlar arasında kurduğu yakınlıkla bir araya getirmesinin bir sonucudur. Çoğu zaman dünyanın acımasızlığına ve umarsızlığına karşı çıkarılabilecek şiirin yaşantıya duyduğu bu ilgiden daha dayanıklı bir şey yoktur.”...

Continue Reading →

TANRITANIMAZLIK VE ŞİİR

Tanrısızlık mı? Ateizm bir insanlaşma durağıdır. İnsanın, kendi beniyle ve kendini çevreleyen diğer varlıklarla (benlerle) ilgili, giderek doğa, yaşam, ölüm üzerine geliştirdiği ve bütün bunların anlamını sorgulamasıyla oluşan, karmaşık ve uzun tarihi süreçte idrak/icat ettiği Tanrı kavramı, yine aynı süreçte insan aklının sorgulamasına maruz kalmıştır. Bugün bile karanlıkta kalmış yanlarının ancak ve de güçlükle, bu yüzden de ihtiyatla açıklanabildiği bir çok inanç ve dinlerin tarihi, bu birbirine zıt ve birbirini yaratan, besleyen, hatta varlıkları birbirine sıkıca bağlı olan tapınma kültü ve reddini iç içe gösterir. Örneğin Mu’tezile mezhebinin kurucusu Vasıl Bin Ata’nın, Allah’ın zat (öz) ve niteliklerinin (sıfatlarının) birbirinden ayrı...

Continue Reading →

Sevgili Deyince/Metin Cengiz

21 Mart Dünya Şiir Günümüz Kutlu Olsun! Koronaya karşı bir aşk şiiri bağışıklığımız için iyi gelir. Metin Cengiz'den "Sevgili Deyince"   SEVGİLİ DEYİNCE   Kar yağar mağaralardan gelen kar Tepelerin soluduğu havadaki kar Yolları örtüp yolları ot gibi saran kar Depremin ilk sarsıntıda ürküttüğü kuşların karı Kaldırımlardan şarkılara düşen kar Lenin devrim yaptığında omuzlarında duran kar Kim vuruldu ilk kurtuluş savaşında Onun su yerine avuçlarında eritip içtiği kar Her insanın yağdığında düşündüğü imgenin karı Yağar yürek hanenize Elif elif bütün gün Sevgili deyince   Yanardağ mı patlıyor, devrim uğultusu mu Ayağınızın altında duymazsınız, kar yağar Bir baş dönmesi sallanır gibi...

Continue Reading →