admin

K. Çağlar Aksu

1979 yılında İstanbul Fatih’te doğdu. Bakırköy Ataköy Lisesi’nden 1996’da mezun oldu. Bir dönem babasıyla ticaret yaptı. Farklı işlerde çalıştı. İlk şiiri “Arşın Kızları” 2004 yılında Hayal Dergisi’nde okurla buluştu. Sonraki şiirleri yine Hayal, Berfin Bahar, Yasak Meyve (vadedilmiş sayfalar), Temrin, Dergâh, Şair Çıkmazı, Şiirden, Granada, İtibar, Edebiyat Ortamı, Lirik, Ay Vakti, Mor Taka, Aydili Sanat, Lacivert Öykü ve Şiir Dergisi, Kanon 2010, ve Edebiyatist dergilerinde yayımlandı. Ferfir Yayınları’nda editörlük, Temrin Edebiyat Dergisi’nde yayın kurulu üyeliği yaptı. Bu dergide şiir ve ilk öykü denemeleri de yayınlandı.  İlk kitabı “Sır ve Sûr” 2011 yılında görücüye çıktı. 2012 yılında  İstanbul / Fındıkzade’de Granada...

Continue Reading →

Alicja Maria Kuberska

Alicja Maria Kuberska;  1960 Polonya doğumlu şair, yazar, gazeteci, editör. Şiirleri çok sayıda antoloji ve derginin yanısıra Amerika, Avustralya, İngiltere, Belçika, İtalya, Kanada, İsrail gibi ülkelerde yayımlanmıştır;  Polonya, Amerika, Fransa ve İtalya’da çeşitli ödüllere değer görülmüştür. Şiirlerini hem Polonyaca hem de İngilizce yazıyor. Felsefe, psikoloji, sanat ve modern bilimlere olan ilgisi şiirlerine yansımıştır. Sosyal problemleri ve insan hayatının her boyutunu çok yalın bir dille işler,  derin bir tefekkür için okurun zihnini hazırlayan çarpıcı bir yetenek sergiler. Çalışmalarında modern toplumu ve toplumdaki önyargıları konu edinirken, kavrayış ve iç görüyü hayatın fiziksel, duygusal ve ruhsal alanlarında incelikle kullanır. Uluslararası yazarlar birliğine üyedir.

Continue Reading →

Müesser Yeniay ile Şiiri Üstüne…/Çayan Okuduci

"Dil mühendisliği, duygu hassasiyeti ve hakikati görme arzusu ile şair, aslında tüm insanlık için manevi bir sığınak ve hatta saray kurmuş olur."           Müesser Yeniay şiirini, şiire bakışını yazdığı teorik ve poetik yazılarda okuduk, okuyoruz. Şiirinizdeki kadın hürriyeti ve kadınlar üstündeki sınıfsal ve ideolojik baskılara direnişi sıkça ve bir ödev gibi işlediğinizi son kitabınız olan Sevgiliyle Daimî Konuşma'da da okuyoruz. Satır aralarında mesajlarınızı okuyucuya ulaştırıyorsunuz. Kitabın önsözünde ilk cümleniz şöyle: şiir, bir sonuçtur, diyorsunuz. Bize Sevgiliyle Daimî Konuşma'daki sonuçlardan bahseder misiniz? Sevgiliyle Daimî Konuşma adlı son şiir kitabımın giriş yazısı olan “Şiir Yazma Politikaları ve Bir Şiirin Doğuşu”...

Continue Reading →

Selenay Kübra Koçer şiiri üstüne/Çayan Okuduci

BAZEN BİR ŞİİR…/ Yavuz Özdem Elbette; (herkesin) bazen bir şiir(i)…vardır. Sadece şiiri mi; bazen  (herkesin) bir şiirden, bir bölümü,  bölümcesi, ikiliği, dizesi…vardır, bulunur ve kıymetlidir.  Hayat, o  şiirde, o şiirle kılık değiştirir ve    biz tanık oluruz bu kılık değiştirmeye…Şiirin her okunuşta farklı gelmesi; çağrış(tır)ım alanlarının genişlemesi, bu kılık değiştirmeden  başka nedir ki….Hem şiir-yaşam bütünlüğü  başka nasıl tanıtlanır ki… Benim bu sayıdaki ‘bazen bir şiir’im, Selenay Kübra Koçer’in  ikinci şiir kitabı olan  Göç Yolları’nda  (Şiirden-2018) karşıma çıktı: ‘Gölgede Kalan Balığın Hikayesi’. İşte hayatın kılık değiştirmesine de bu şiirle tanık oldum. Tam da şiirin   ‘Gizlice sıyırıyor eteklerini deniz/beni çağırıyor’  dediği yerde. Bu ikilik...

Continue Reading →

A. Kadir Paksoy

Darende’de (Malatya) doğdu (1954). Zeynep Hanım ile “çiftçi, işçi, çerçi” Mustafa Hilmi Pak soy’un oğlu. Ankara Gazi Eğitim Enstitüsünü bitirmesinin ardından Eskişehir Anadolu Üniversitesi Tarih Bölümünde lisans eğitimi gördü. 1979’da İzmit’te öğretmenlik görevine başladı. 1983’te İstanbul’a atandı (Halkalı –Taştepe Ortaokulu). Öğretmenliğinin yanı sıra bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne devam etti (1983-1984). Doğuda bir köy okulu (Iğdır – Taşburun) öğretmenliğine atanınca hukuk öğrenimini bıraktı. Yurdun çeşitli yerlerinde öğretmenlik yaptıktan sonra Ankara’ya demir attı. 2OO2 yılında Ankara Çankaya Lisesi tarih öğretmenliğinden emekli oldu. İlk şiirleri Gerçek gazetesinde yayımlanan (1977) ozanın ilk şiir kitabı ise Yeditepe Yayınları arasında çıktı (1984). 1987’de bir...

Continue Reading →

Cem Çelik

1983’te Üsküdar’da doğdu. Liseyi Beşiktaş Lisesinde okudu. Daha sonra Sakarya Üniversitesi "Süt ve Süt Ürünleri” Bölümünü, daha sonra Anadolu Üniversitesi  "Sosyoloji” bölümünü bitirdi. Şiirleri, söyleşileri ve teorik yazıları: Şiirden, Şiiri Özlüyorum, Gediz, Mühür, Papirüs, Deliler Teknesi, Berfin Bahar, Karayazı, BH Sanat  gibi dergilerde yayınlandı. Karanlıkta Yürüyoruz ilk şiir kitabıdır.

Continue Reading →

Şiirden Dergisi Sayı 52

Bu sayıda yazılarıyla Yusuf Alper, Hayri K. Yetik, Gökhan Cengizhan, Yavuz Özdem, Onur Akyıl, Doğan Fuat, Izabela Zubco, Eray Canberk, Metin Cengiz, Turgay Kantürk; söyleşisiyle Esma Özlen, şiirleriyle Juri Talvet, Michel Eckhard Elial, Florin M. Ciocea, Keijiro Suga, Moaen Shalabia, Alicja Maria Kuberska, Agnieszka Herman, Rozalia Aleksandrova, Olimbi Velaj, Salih Mercanoğlu, Yavuz Özdem, A. Kadir Paksoy, Önder Birol Bıyık, Levent Karataş, Onur Akyıl, Burçak Midilli, Yaprak Öz, Müesser Yeniay, Çayan Okuduci, Kemal Tekin, Bekr Dadır, Tan Doğan, Aysar Küçükyumruk, Güneş Gümüş, S. Emre Özcan, Ayşegül Göçmen, Ahmet Oktay. Şiirden Dergisi arşivlik bir dergi. Şiirİst 2019 Şiirden Uluslararası İstanbul Şiir Festivali'nde...

Continue Reading →

#Kapitalizme Direnmek/Metin Cengiz

  Freud'ün "Nereye gittiysem bir şairin benden önce oraya uğramış olduğunu gördüm" sözü bugün şairlerin geliştirmesi gereken poetika hakkında temel bir düstur gibi. Ancak o günden bu yana değişen koşullarla bu düstur tersine düşünülmeli. Şöyle ki... Freud o gün, şairlerin şiirleriyle kendisinin el attığı konuları bir içgörü olarak incelediğini ima ediyordu. Şimdi ise şairlerin artık bu konuların bilincinde bir poetika geliştirmeleri gerektiğinden söz ediyorum. Yani mesele tersine bir durum almıştır. Şiirin felsefeyle, siyaset bilimiyle, toplumbilimle, psikiyatri ile.. kısaca diğer disiplinlerle olan ilişkisini bilmeden günümüzü okumak mümkün değilken, günümüzün şiirini yazmak hiç mümkün değil. Şairlerin artık gerçekliği daha derinden kuşatmak, gerçeklik...

Continue Reading →

KADINLAR GÜNÜ MANİFESTOSU/MÜESSER YENİAY

Kadınlar günü yaklaşıyor.. Kadınları yalnızca “anamız bacımız” edebiyatı üzerinden tanıyanlar için, şehirleri kadına benzetenler için, dilinde kadını “duhul edilen bir nesne” olarak görenler için, onu şekilcilik korsesinde durmadan küçültenler için, onu evin içine kapatıp ona yemeğin içinde dolanan kepçe rolünü biçenler için, rahmini bir poşet gibi kıvırıp sokaklara atanlar için, kullandığı hijyen ürünlerine vergi koyanlar için, yazdığı şiirleri bir edebiyat metni değil bir fener yakma olayı olarak görenler için, bedenini devlete zimmetleyenler, onu damızlık olarak kullananlar için, bedenine baktığında seven bir kalp yerine meme, vulva görenler için, kadının uysallığına bir ödev olarak bakanlar için, aşk maşasıyla kadını zapt u rapt...

Continue Reading →